“23 Nisan 1920 tarihi, bu ülkenin en zor zamanlarında dahimilletin, egemenliğini tek bir kişiye bırakmayacağının, Türkiye Büyük Millet Meclisi eliyle bizzat kendisinin kullanacağının tüm dünyaya ilan edildiği gündür. Dört bir yanı işgal altındayken dahi, verdiği kurtuluş mücadelesini Meclisiyle yöneten ve başarıya ulaştıran milletimiz, büyük millet olduğunu tüm medeni dünyaya göstermiş, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek eşsiz Cumhuriyet devrimini gerçekleştirmiştir.

Bu toprakların gördüğü en büyük devrimci olan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde başlayan mücadelede, kurtuluşu ve kuruluşu gerçekleştiren, ulusal egemenliğin tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi böylesi şanlı bir tarihe sahip olmanın büyük onurunu ve sorumluluğunu da taşımaktadır. Bugün ne yazık ki ucube bir tek adam sistemiyle yetkileri elinden alınan Meclisimizi, yeniden güçlü kılma mücadelesini vermek durumundayız. Ancak bu mücadelenin de başarıya ulaşacağından şüphemiz yoktur.

Büyük Atatürk’ün, bu milletin en özel günlerinden birini armağan ettiği çocuklarımıza güzel, müreffeh ve özgür bir geleceği sağlamak sorumluluğu ve inancı içerisindeyiz. Dünün çocukları olan bizlerden, bugünün çocuklarına, onlardan da gelecek kuşaklara aktarılacak bu sorumluluk, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalmasını sağlayacak güçtür.

Nasıl bir zorluktan bugünlere geldiğimizi öğrenmek zor değil. Yasaklamaya çalıştıkları Nutuk’ta Büyük Önder Atatürk ne demişti: ‘Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez.’

 Bu inançla, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı kutluyor, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, kurtuluş ve kuruluşun tüm kahramanlarını şükranla, minnetle ve derin bir saygıyla anıyorum.”