Bu yazımı sizlere Türkie’nin en büyük adası Gökçeada’dan yazıyorum. Yaklaşık 3-4 gündür tatil cenneti olan adadayım. Otellerin doluluk oranı iyi ama okulların kapanması ile artmış insan yoğunluğu. 23 Haziran’dan sonra ada esnafının beklentileri büyük. Bir Bozcaada gibi olmasada Gökçeada’nında lokomotifin turizm olması için yerel eylem planlarının yapılması şart. Sezon kısa olduğu için alternatif turizm faaliyetleri gerekli. Konakladığım otel Gökçeada Sörf Merkezi. Bu anlamda adanın alternatif turizm merkezi olmuş durumda. Adada sörf turizminin canlanması gerekiyor.
Neyse biraz ön bilgiden sonra gelelim konumuza. Gökçeada’da bir huzursuzluk hakim. 31 Mart yerel seçimlerinden önce ve sonrasında adada bürokrasi ile seçilmişler arasında bir uyum yok. Gökçeada’nın başarılı ve hizmetkar başkanı seçimden önce Adayı kesin kazanır diye tahminde bulunduğumuz Ünal Hoca seçimi çok rahat bir şekilde aldı. Özellikle son günlerde basına da yansıyan çöplerin toplanması ile ilgili kriz halkı isyan ettirmiş. Ata Demirer’in filmin de ironi olarak yansıyan tüm Türkiye’nin şahit olduğu olay aslında gerçekmiş. Adada Kaymakamlığın sorumluluğunda olan sahada yapılan protokol gereği belediye yıllardır çöpleri topluyormuş fakat ödenek eksikliğinden dolayı belediye artık çöpleri Kaymakamlığın toplaması gerektiğini resmi yazı ile bildirmiş. İşte sıkıntı da burada başlamış. Maalesef kaymakamlık bir süre çöpleri toplamayınca ortaya Ada’ya yakışmayan görüntüler çıkmış. Özellikle Gökçeada Kaymakamı'nın bu anlamda bir boşluğa yer vermemesi gerekiyordu. Zaten belediye yıllardır sorumlu olmadığı halde çöpleri toplamış. Fakat Kaymakam ile ilgili sıkıntılar bu kadarla da sınırlı değil. Özellikle 31 Mart seçimlerinden önce AK Parti Adayı Muzaffer Dağlar’a lojistik destek sağlandığı iddiası halk arasında yüksek sesle konuşuluyor. Adada bulunan Roman vatandaşlara Gökçeada İlçe Başkanı'na ait simit evinde kahvaltı programları düzenlenmesi, seçim öncesi kıyafet yardımı yapılıp Araç Tahsis edip Çanakkaleye Dağlar’ın programlarına katılmalarına teşvik edilmesi, seçim boyunca personellerin Muzaffer Dağlar’a çalıştığı vb. birçok iddia ortada dolaşıyor.
Syn. Kaymakam'ın tarafsızlığını yitirdiğini yüksek sesle dillendiriyor Gökçeada halkı Bürokrasinin siyasete ait dahil olmamasından yanayız. Bu ve bunun gibi uygulamalar İktidar Partisi'ne hep kaybettirdi . Ülke genelinde bu işler hep ters teper. Ordu’da yaşananları gördük. Trabzon ve Giresun’da Ekrem İmamoğlu’na kullandırılan VİP Kapısı Ordu’da valinin insiyatifi ile kullandırılmadı. Ne oldu? Ülke boşuna gerildi. Yapmayın bürokrasiyi siyasete alet etmeyin.Hizmetlerinizle Adınınızdan söz edelim..
Syn. Kaymakam ve Syn. Seçilmiş Belediye Başkanı ile aralarında yaşanmış bir olayıda önümüzdeki yazılarımızda ele alacağız...
LİYAKAT DEĞİL SADAKAT
Yazılarımı takip edenler bilir 2-3 hafta önce yazımın sonunda sahi Sevdamız Kepez ne oldu diye sormuştum. Bana bilgi o zamandan gelmişti. Daha ortada fol yok yumurta yoktu. Geçen gün basına da yansıdı. Ezine Gıda OSB’ye Kurucu Müdür olarak AK Parti Yönetim Kurulu Üyesi Çağrı Oğuzhan’dan sonra şimdi de yeni müdür olarak AK Parti Kepez Belediye Başkan Adayı Alper Altınok atandı. Sevdamız Kepez Sevdamız EZİNE OSB oldu yani.
Peki neye göre yapıldı bu atama? 4 Yıllık mezuniyet var mı? YOK!
Alanında Tecrübe var mı? YOK!
Mühendislik vs. durumu var mı? YOK!
Girilen herhangi bir sınav kazanılan herhangi bir başarı var mı? YOK!
Gıda ile ilgili bir bölüm mezuniyeti? İnşaat veya Yönetim ile ilgili bir 4 yıllık fakülte mezuniyeti var mı? Hakediyor mu o makamı? KOSKOCA BİR YOK!
Peki ne var?
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’a %100 sadakat var. Sadece Turan’a var üstelik. İl Başkanına, Merkez İlçe Başkanına, Genel Merkeze de yok.
Ama Bülent Turan’ı da kutlamak lazım. Tuttuğu adamları gerçekten iyi tutuyor. Liyakat değil sadakat daha önemli oluyor.
Ömer Faruk Mutan’ın da ismi Gelibolu İlçe sağlık müdürlüğü için geçiyor. Liyakat var mı? VAR.
Sadakat var mı? O da VAR. CHP’li Başkan tüm imkanlarını AK Parti adayı Alper Altınok kazansın diye seferber etti. Şimdi ikisi de güzel makamlara oturuyorlar.
DÜZELTME
Geçtiğimiz hafta gündeme getirdiğim bir konu ile ilgili basın camiasından bir isim reklamcı özelliğini çok bilmediğimiz, ben isim vermememe rağmen üzerine alınmış olmalı ki benimle irtibata geçti. Üniversiteye yapılan bir reklam işi ile ilgili olarak benim ifade ettiğim tutarın yanlış olduğunu gerçek tutarı faturası ile birlikte tarafıma yolladı. Duyarlılığı için teşekkür ediyorum.Yapılan iş için toplam fatura tutarı 16-17 bin civarındaymış. Benim ifade ettiğim tutar üniversiteye yapılan işlerin toplamıymış sanıyorum. 80-100 bin lira yani. Kamuoyuna bilgisine sunuyorum.
Göksel ACARAY
