Kasım ayının artarda gelen bu iki gününde biz büyükler; çocuğa yönelik cinsel istismarı önleme ve dünya çocuk hakları üzerine uzun uzun beylik sözler söyleriz. Oysa biz koca koca laflar ederken şu anda dünyanın değişik yerlerinde, pek çok küçük beden cinsel istismara maruz kalıyor. Bedenini koruyup, kollamak konusunda yeterli gelişime ve güce henüz erişememiş ve en saf duygularla insanlara güvenme eğilimi henüz örselenmemiş çocuklarımız, şu an hala bir yerlerde tacize, tecavüze maruz kalıyor.

Bizler yine bir Kasım ayında çocuk haklarından bahsetmeye çalışıyoruz ve çocuğa yönelik ihmalin, istismarın dehşet verici bir biçimde çoğaldığına şahit oluyoruz. Çocuk gelinlerin artmaması, küçücük kız çocuklarının, yaşamlarını örselenmiş ruhlarla geçirmemesi için mücadele verirken, medeni hakların hiçe sayıldığı, laiklik unsurlarına aykırı uygulamaların önünün açıldığına şahitlik ediyoruz.

Büyükşehirlere gittiğimizde evinde güvende, oyun oynaması, ders çalışması gereken çocuklarımızın, gece yarısı istismara açık güvensiz alanlarda, yollarda mendil sattığına, sokaklarda uyuduklarına, yüreğimiz burkularak şahitlik ediyoruz. Kız çocuklarımız ekonomik çıkarlar uğruna erken yaşta evliliklere yani ölüme sürükleniyor, erkek çocuklarımız eve ekmek getirmesi gereken işçiler olarak görülüyor. Pırıl pırıl çocukların sadece elleri parçalanmıyor çalışmaktan, tarlalarda, inşaatlarda, sokaklarda çocuklarımızın hayalleri, umutları, gelecekleri parçalanıyor.

En kötüsü ve en affedilemez olanı, o masum ve savunmasız bedenlere alçak, kirli eller dokunuyor. Çocuklarımızın yüreklerinde bir daha kapanmayacak derin, onulmaz yaralar kalıyor.

Kıymetli hemşerilerim; eğitim olanaklarının, gelir dağılımının, sosyal adaletin dengede olmadığı, sağlıklı bir toplum yapısının bozulduğu bir düzende önce çocuklarımız yitip gidiyor.  Ülkelerinde yaşanan savaşlardan kaçıp, ülkemize sığınan ailelerin çocuklarını da görüyoruz. Onlar ve daha pek çokları sokaklarda büyüyorlar, açlık ve yokluk içinde yaşıyorlar. Oyun hakkına, eğitim hakkına kavuşamıyorlar. Bu durum onları suç işlemeye yöneltiyor. Öfkeli, saldırgan, kendine güveni olmayan, eğitimsiz bireylere dönüşüyorlar. Birlikte yaşıyorsak, toplumda böyle hasarların oluşmaması için birlikte mücadele etmeliyiz.

Tüm bu olumsuzluklar biz büyükleri; toplumsal olarak çocuklarımızın gasp edilen haklarının savunulması gerekliliği ile sorumlu kılmaktadır. “19 Kasım Dünya Çocuğa Yönelik Cinsel İstismarı Önleme Günü“ ve “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü”’ nde her çocuğun sağlık, güvenlik, eğitim, bakım gibi haklardan koşulsuz ve eşit olarak faydalanması temennisiyle, barışın ve özgürlüğün çatısında, Dünya Çocuk Hakları gününü sevinçle kutlayabileceğimiz eşit, adil, umut dolu yarınlar temennimle tüm çocuklarımıza sevgilerimi gönderiyorum.

                                                                                                                                 

                                                                                                                                    Ülgür GÖKHAN

                                                                                                                                   Belediye Başkanı